© ҳ̸Ҳ̸ҳ( İsMaiL GezeN )ҳ̸Ҳ̸ҳ ®
  Araştırma Dergisi
 

 
Toplam 26 Sayı
ARAŞTIRMA Sayı 26  
 

Din ve vicdan hürriyetini sınırsız bir şekilde kullanan Türkiye Yahudilerinin yüzyıllardır kesintisiz devam eden Cumartesi duası 15 Kasım sabahı patlayan bombalarla kesintiye uğradı. Beyoğlu Kuledibi'ndeki Neva Şalom Sinagoğu ile Şişli'deki Beth İsrael Sinagoğu'ndaki patlamalarda 24 kişi hayatını kaybederken 300 kişi de yaralandı. Türkiye Sinagoglara düzenlenen saldırıların şokunu atlatamadan İngiltere Başkonsolosluğu ve bir bankanın genel merkezine düzenlenen intihar saldırılarıyla bir kez daha sarsıldı. İslam dininin kesin olarak lanetlediği terör saldırılarına maruz kalan vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyoruz. Sinagog katliamın ardından en çarpıcı açıklamayı Hahambaşı İshak Haleva yaptı. Türkiye tarihinde ilk defa kendilerini bir Başbakanın ziyaret etmesinden büyük memnuniyet duyduklarını açıklayan Haleva, Osmanlı İmparatorluğu'ndan ve Türkiye Cumhuriyeti'nden Allah razı olsun, dedi. Haleva konuşmasında ayrıca şunları söyledi: "Terörün dini ve ideolojisi yoktur. Bu olayda Musevilerden çok Müslümanlar öldü. Her gün gördüğümüz, selamlaştığımız insanlar öldü. Avrupa bunun farkında değil.


ONLINE OKUMA

Acrobat (pdf), MS Word (rtf)


ARAŞTIRMA Sayı 25  
 

Geçtiğimiz ay İstanbul'da önemli bir konferans gerçekleştirildi: "Osmanlı Vizyonu ile Balkanlar'a Bakış". Bilim Araştırma Vakfı tarafından organize edilen bu etkinliğe Sancak, Makedonya, Batı Trakya, Bosna Hersek ve İslam coğrafyasının çeşitli merkezlerinden katılan konuklar Balkan Müslümanlarının sorunlarını dile getirdiler. Bosna-Hersek Müslümanlarını temsilen konferansa katılan Bosna Hersek Cumhurbaşkanı Danışmanı İzzeddun Ladiç, Balkanların "Bilge Kral"ı Aliye İzzetbegoviç'in yaşamından kesitler sunarak örnek mücadelesini anlatmıştı. Bu konferanstan kısa bir süre sonra "Bilge Kral "Aliya İzzetbegoviç vefat etti. 20. yüzyılın ikinci yarısında, Balkan yarımadasında yetişen bu en büyük, en bilge, en kahraman Müslüman devlet adamı, azim dolu bir hayatı ardında bırakarak ahirete intikal etti. Başta Bosna-Hersek Müslümanları olmak üzere tüm İslam dünyasına başsağlığı diliyoruz.

Balkanlardaki İslam'ın Kahraman Lideri: Aliya İzzetbegoviç
Dünya Aliya İzzetbegoviç'i 1992 yılında başlayan Sırp-Müslüman savaşı, daha doğrusu Sırpların Müslümanlara karşı başlattıkları soykırım sırasında gösterdiği kahraman liderlik sayesinde tanıdı. Araştırma Dergisi'nin kapak konusunu "Aliya İzzetbegoviç'in Ardından Balkanların Geleceği" konusuna ayırdık. Ayrıca bu sayımızda "Edirne'nin Ötesinde Bıraktığımız" soydaşlarımıza yani Batı Trakya'daki Müslüman soydaşlarımızın sorunlarına da geniş yer ayırdık. Çin'in Antik İnancı; Şamanizm, Sahte Dünyanın Acıları, Dindar Evrim Yanılgısı'na Kuran'dan Cevaplar bu sayımızda yeralan konular arasında.

Vücudumuzdaki Sayaç:
Tansiyon Sağlıklı olmak ne demektir? Farz edelim hiçbir belirgin hastalığınız yok, normal bir vücut ağırlığına sahipsiniz, vücudunuzun enerji rezervleri tam ve vücudunuzun hormonal dengesi, su-tuz dengesi de yerli yerinde... Ancak bütün bunlara rağmen sağlıklı olduğunuzdan söz edebilmek için vücudunuzdaki sayacın da doğru değerleri göstermesi gerekiyor... Araştırma ile birlikte çok önemli belgeseller hediye ediliyor. Harun Yahya'nın eserlerinden yararlanılarak hazırlanan "İslam Birliğine Çağrı" adlı belgeselde önemli sorunların çözümünün Müslümanların birleşmesinden ve "İslam Birliği"ni kurmalarından geçtiği anlatılıyor. "Hz. İsa" adlı belgeselimizde ise Allah'ın kutlu bir peygamberi olan Hz. İsa'nın yaşamı Kuran ve hadisler ışığında tekrar yeryüzüne dönüşü konu ediliyor.


ONLINE OKUMA

MS Word (rtf), Acrobat (pdf)


ARAŞTIRMA Sayı 24  
 

 

 
  Tarihin bazı dönüm noktaları vardır. Bu dönüm noktaları, daha önce var olan sosyal yapıları değiştirir ve yeni yapılar oluştururlar. Harun Yahya tarafından kaleme alınan "Tarih Nereye Doğru Akıyor" başlıklı makalede yaşadığımız yılların insanlık tarihi açısından önemi anlatılıyor. Özellikle son birkaç yıl insanlığın geleceği açısından oldukça belirleyici oldu. Bundan 20 yıl önce "İslam Dünyası"ndan, Ortodoks dünyasından veya Hıristiyan medeniyetinden söz edilemezdi, çünkü bu medeniyetler Soğuk Savaş'ın yapay ideolojik kamplarına bölünmüşlerdi. Bugün ise bu medeniyetler belirleyici duruma gelmişlerdir. Ve bu durum bizlere tarihin önemli bir dönüm noktasında olduğumuzu açıkça gösterir. Din ahlakına karşı asırlardır yürütülen organize mücadele boşa çıkmıştır. Önümüzdeki yüzyıl İslam ahlak ve medeniyetinin yeryüzüne hakim olduğu yüzyıl olacaktır. Allah, vahyettiği İslam dini ile insanlara nurunu indirmiştir. İnkarcılar ise bu nuru ağızlarıyla, yani batıl sözleri, telkinleri, propagandaları ve felsefeleriyle söndürmek isterler. Ancak Allah sonunda nurunu tamamlayacak, yani din ahlakını dünyaya egemen kılacaktır. (En doğrusunu Allah bilir.)
 

 


ONLINE OKUMA

Acrobat (pdf)


ARAŞTIRMA Sayı 23  
 

Derginin bu sayısında yer alan İslam Birliği konusundaki makale bundan 20 veya 50 yıl öncesinde yazılmış olsaydı, o zaman bir "İslam Birliği"nden söz etmek çok daha zor olurdu. Çünkü ne dünyanın ne de İslam dünyasının durumu, böyle bir birliğin oluşması için gerekli şartları taşımıyordu. Aksine, böyle bir birliğin kurulmasına engel olabilecek pek çok şart vardı. Ancak dünya, 1980’lerden itibaren bir dizi değişim geçirdi ve bunlar bir İslam Birliği’nden söz etmeyi ve bunun kurulması için çalışmayı mümkün kıldı. Müslümanların özgürleşmesi, din dışı etkilerin azalması, dış ilişkilerde "medeniyet" kavramının etkisinin artması, İslam’ın dünya gündemindeki yükselişi, Müslümanlar arasındaki global iletişimin artması ve Batılıların yeni Osmanlı arayışları bu gelişmelerden sadece birkaçı... Derginin kapak konusu "İslam Birliği" konusuna ayrıldı. Dünyaya ışık tutacak, hem Müslümanlara hem de İslam coğrafyasında yaşayan azınlıklara güzellik sunacak, adalet ve barış getirecek o büyük İslam medeniyetinin yeniden yeşermesi tüm Müslümanların duasıdır. İslam Birliği’nin kurulması, bu güzelliklere bir vesile olacaktır. Sahte Mesihlere Dikkat! Dergideki bir başka önemli dosya ise "Sahte Mesihlerin Ortaya Çıkışı". Bilindiği gibi son yıllarda başta İslam coğrafyasında olmak üzere tüm dünyada birtakım sahte Mesihler çıkmıştır. Zaman zaman akıl sağlığı yerinde olmayan veya çeşitli çıkarlar peşinde olan kimi insanlar Hz. İsa olduklarını iddia etmişlerdir. Bazı çevrelerse bu cehalet içindeki insanların yaptıklarını kendi menfaatleri için kullanmaya çalışmış, "Hz. İsa gelecek şeklindeki yorumlar, sahte mesihlerin ortaya çıkmasına neden oluyor" şeklinde açıklamalarda bulunmuşlardır. Bu nedenle önemle vurgulamak gereker ki, sahte mesihlerin ortaya çıkışı Hz. İsa’nın gelişinin bir alametidir, müjdesidir". Hz. İsa’nın gelişi Kuran-ı Kerim’de ve Peygamberimiz (sav)’in hadislerinde müjdelenmektedir. Hz. İsa ortaya çıktığında yeryüzünde annesi, babası ve hiçbir akrabası ve tanıyanı olmlayacaktır. Kuşkusuz bu sayede Hz. İsa’nın yeryüzüne yeniden gelişinde, onun Hz. İsa olduğundan şüphe edilebilecek bir durum oluşmayacaktır. Sahte mesihlik iddiasında bulunan kimselerin ise yalanları kolayca anlaşılabilecektir. Çünkü tüm çocukluğu insanlar arasında geçmiş, çok sayıda çocukluk resmine sahip, kendisini küçüklüğünden itibaren tanıyan sayısız kişiye sahip bir insanın Hz. İsa olduğunu iddia etmesi son derece mantıksızdır.


ONLINE OKUMA

Acrobat (pdf), MS Word (rtf)


ARAŞTIRMA Sayı 22  
 

Allah’ın insanlığa gönderdiği son kitap Kuran-ı Kerim ve son peygamber Hz. Muhammed’tir. Tüm insanlık, Kuran’ın tüm zamanları kuşatan evrensel mesajını kendi hayatında uygulamakla sorumludur. Ancak dinsiz, ateist, materyalist ideolojilerin dünyayı sardığı bir dönemde, dinler arasındaki benzerliklerin ön plana çıkarılması, ortak amaçlar için işbirliği yapılması gerekir. Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Yahudiler bu şekilde ortak bir kelimede birleştiklerinde, asıl düşmanın ateizm ve dinsizlik olduğunu gördüklerinde, dünya çok daha farklı bir yer olacaktır. İşte bu amaçla geçtiğimiz ay İstanbul’da önemli bir konferans gerçekleştirildi. Bilim Araştırma Vakfı tarafından organize edilen "Dinler Terörü Lanetler" başlıklı konferansta 3 semavi dinin temsilcileri Sepetçiler Kasrı’nda barış ve kardeşlik mesajları verdi. Dünyanın dört bir yanından konferansa katılan çeşitli dinlerin ve bu dinlere bağlı mezheplerin temsilcilerine İslam’ın hoşgörüsünün ve milletimizin misafirperverliğinin güzel bir örneği sergilendi. Bu doğrultuda Araştırma Dergisinin Ağustos sayısının kapak konusu "Semavi Dinler ve Dünya Barışı"na ayrıldı. Geçtiğimiz ay başlayan "Türkiye’de Masonluğun Gizli Tarihi" yazı dizisi bu ay da devam ediyor. "Evrenin Ölümünün Ardından" başlıklı yazıda insan yaşamının kaçınılmaz bir gerçeğinden yani "ölüm ve sonrası"ndan bahsediliyor. Kuran’da bahsi geçen kıyamet sahnelerinden yararlanılarak hazırlanan yazıyı dikkatlice okumanızı ve bu çok önemli gerçekleri çevrenizdeki insanlarla da paylaşmanızı tavsiye ediyoruz.


ONLINE OKUMA

Acrobat (pdf), MS Word (rtf)


ARAŞTIRMA Sayı 21  
 

Geçtiğimiz ay Bilim Araştırma Vakfı tarafından gerçekleştirilen "Musul, Kerkük ve Irak Türkmenleri İçin Gerçek Çözüm" başlıklı toplantıya katılmak için Ankara’ya gidildi. Asker, bürokrat, politikacı ve öğretim görevlilerinin bulunduğu seçkin 200 davetlinin izlediği konferansta 1926 yılından bu yana ihmal edilmiş Irak Türkmenleri’nin sorunları masaya yatırıldı. Temmuz sayısının kapak konusunu bu önemli konuya ayrıldı. Türkiye’nin eski "Musul Vilayeti"ne, yani Kuzey Irak’a bakışında çok önemli bir pay taşıyan bölge gerçeklerinin başında, kuşkusuz buradaki Türkmen soydaşlarımız gelmektedir. Sayıları 2 milyonu aşan, buna karşı geçmişteki Irak rejimleri tarafından çoğu zaman yok sayılan ve asimile edilmek istenen, uluslararası topluluk tarafından da garip bir şekilde gözardı edilen Türkmenlerin güvenliği, huzuru ve refahı, Türkiye açısından hem ahlaki hem de politik bir sorumluluktur. Bu sayıda işte bu tarihsel sorumluluğu bir kez daha hatırlamaya ve hatırlatılmaya çalışıldı.


ONLINE OKUMA

Acrobat (pdf)


ARAŞTIRMA Sayı 20  
 

Tüm dünyayı yaklaşık altı aydır meşgul eden Irak-ABD Savaşı sona erdi. Bütün uluslararası hukuk kuralları alt üst edilerek gerçekleştirilen Irak Savaşı’nın perde arkasında İsrail’in parmağının olduğunu ve asıl hedefin İsrail’in gizli dünya egemenliği olduğunu daha önceki sayıda tüm ayrıntılarıyla gözler önüne sermiştik. Peki bu senaryoda Saddam’ın rolü neydi? Irak topraklarını İsrail’e terk etmekten ve halkını kırdırmaktan başka hiçbir şey yapmayan Saddam ülkesini bilerek mi savaşa sürükledi? ABD, en büyük düşmanı olan Saddam Hüseyin’in kaçmasına neden müsade etti? ABD, İngiliz ve İsrail basını neden Saddam’ın şimdi nerede olduğu konusunda tek bir açıklama yapmıyor? Şimdi tüm dünya bu sorulara cevap arıyor. Araştırma dergisinin kapak konusunu bu soruların cevaplarına ayrıldı. 3 Mayıs’ta Bilim Araştırma Vakfı tarafından düzenlenen "Kıbrıs İçin Gerçek Çözüm" konferansı düzenlendi. Türkiye’den asker, bürokrat, milletvekili, eski bakan ve çok sayıda gazeteci ve yazar Kıbrıs’taydı. Mehter Takımı’nın Lefkoşa konseri, Türk dünyasının temsilcileriyle Denktaş’ın kucaklaşması gerçekten bizler için tarihi anlardı. Kıbrıs gezisi bize Kıbrıs davasının anlamını hatırlattı ve Kıbrıs’ta 1963’ten bu yana yaşananları bir kez daha gözden geçirilmesine vesile oldu. Bu gezi izlenimlerini bu sayıda bulabilirsiniz.


ONLINE OKUMA

Acrobat (pdf)


ARAŞTIRMA Sayı 19  
 

Dış politika, tarih ve siyaset alanlarında, olayların perde arkasındaki gerçeklere dikkat çekmeye yönelik yepyeni bir bakış açısıyla hazırlanan Araştırma dergisinin bu ayki kapak yazısında son aylarda ülke ve dünya gündemini işgal eden Irak Savaşı’nın perde arkasındaki İsrail gerçeğine ayrıldı. Savaş boyunca yapılan yorumlarda, çoğunlukla ABD’nin petrol hesapları veya Amerikan-İngiliz ekseninin Ortadoğu’da egemenlik kurma planları üzerinde duruldu. Ama bu savaşı gerçekten anlayabilmek için üzerinde durulması gereken bir ülke daha vardı ki işin bu yönü hep ihmal edildi. Bu ülke, İsrail’di. Savaş İsrail’in Ortadoğu stratejisine hizmet ediyordu ve İsrail’in Amerika’daki uzantıları tarafından planlanmıştı. Bu ay haberler arasında gelecekle ilgili olanlar da var. Bilindiği gibi geçen sayıda Ahir Zaman Mehdisi’nin beklenen dönüşü konusu işlenmeye başlanmıştı. Bu sayıda da bu önemli konu incelenmeye devam ediliyor. Bir diğer güzel olayı müjdeleyen konu ise Kuran ahlakının dünyada hızla yayılması ile ilgili. Allah’a ve dini değerlere yöneliş ve materyalizmin çöküşü dünya gündeminde giderek daha fazla konu ediliyor. Tarih bölümümüzde Tevrat’ın tahrif edilme süreci incelendi. Konunun ilginç yanı günümüzdeki Tevrat’ın muharref oluşunun Yahudilerce de kabul edilmesi. Bir başka tarih incelemesi ise Tanzimat Fermanı’nın perde arkası ve Mustafa Reşit Paşa’nın masonik bağlantıları.


ONLINE OKUMA

Acrobat (pdf)


ARAŞTIRMA Sayı 18  
 

ABD’nin Irak operasyonu ile yeniden dünya gündeminin en üst sıralarına oturan Ortadoğu toprakları, geçtiğimiz yüzyılda kan ve gözyaşı ile sulandı. Bu bölge 20. yüzyıl boyunca işgaller, iç savaşlar, gerilla hareketleri, etnik temizlikler, sürgünler, mülteciler gördü. Oysa bu topraklar bir zamanlar böyle değildi. Ortadoğu’da beş asır boyunca hüküm süren barış ve istikrarın nedeni, bölgedeki Osmanlı hakimiyetiydi. Osmanlı’yı bu bölgeden sürmek ve kendi egemenliklerini bölgeye yaymak isteyen İngiltere ve Fransa, özellikle Ortadoğu’nun dünyanın en zengin petrol yataklarını barındırdığının farkedilmesiyle birlikte Ortadoğu’yu paylaşma yarışına giriştiler. Bölge üzerinde benzer hayalleri olan Almanya ve Rusya’yı I. Dünya Savaşı ile diskalifiye ettikten sonra bölgeyi gerçekten paylaştılar. 20. yüzyılda bölgeye üçüncü bir güç daha girdi: Siyonizm, yani Filistin’de bir Yahudi Devleti kurma hedefindeki Yahudi milliyetçiliği... Siyonistler Ortadoğu’ya henüz Sultan Abdülhamid zamanında girmek istemişler, ama Sultan’ın sert tepkisi nedeniyle beklemek zorunda kalmışlardı. Bölgenin Osmanlı İmparatorluğu’nun egemenliğinden çıkması, onlar için altın bir fırsat oldu. Osmanlı İmparatorluğu’nun bölgeden çekilmesinin ardından geçen yaklaşık 100 yıl bölgeye huzur ve barış getirmedi. Peki bu bölgeye huzur ve barış ortamı tekrar sağlanabilir mi? Araştırma dergisinin Nisan sayısının kapak konusunu işte bu önemli sorunun cevabına ayrıldı.


ONLINE OKUMA

Acrobat (pdf)


ARAŞTIRMA Sayı 17  
 

Kıbrıs konusu son elli yıldır Türkiye’nin gündeminden hiç düşmedi. Ancak konunun çok önemli bir yönü daha vardır ki, şimdiye dek yeterince ele alınmamıştır. Bu, Kıbrıs Türkü’nün, Türkiye’ye ve milli kimliğimize olan bağlılığı meselesidir. Adadaki Müslüman-Türk varlığının devamı, diplomatik ve siyasi tedbirlerin ötesinde, kendisini "Müslüman-Türk" olarak hisseden, bu kavramın ifade ettiği milli ve manevi değerleri benimsemiş bir halkın varlığına bağlıdır. Bu sosyolojik mesele, aslında konunun en can alıcı noktasını oluşturmaktadır. Adada, milli ve manevi kimliğini tam olarak sahiplenmiş bir halk olmazsa, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin veya bir başka yapı içinde de olsa egemen bir Türk yönetiminin varlığı da anlamsız hale gelir. Bu sayımızın kapak konusunu "Kıbrıs’ın Milli ve Manevi Açıdan Kalkındırılmasına" ayırdık. Milli ve manevi değerleri yücelten bir kültür kampanyasının, "kültürel erozyon" tehlikesiyle karşı karşıya kalan her yerde, özellikle de Kuzey Kıbrıs’ta ivedilikle başlatılması gereklidir. Kuzey Kıbrıs Türkü; sahip olduğu Türk kimliği, Müslüman kimliği ve Osmanlı mirası konusunda modern kitle iletişim araçlarıyla bilinçlendirilmelidir. Müslüman-Türk kimliğinin neden bir gurur ve şeref vesilesi olduğunu, bu kimliği taşıyan insanların asırlar boyunca tüm dünyaya nasıl nizam verdiğini kavramalıdırlar. Son aylarda Hz. Mehdi’nin gelişinin, Hz. İsa’nın yeryüzüne dönüşünün ve Kuran ahlakının yeryüzüne hakim olacağı gerçeğinin anlatılmasından kaçınan, bu konuyu gözardı etmeye çalışan, bu konuyu gündeme getiren kişilere ağır eleştiriler yönelten bazı gazete, kitap ve dergilerdeki yorumlara çok sık rastlıyoruz. İyi niyetli olarak ve bu konunun suistimal edilmesini engellemek üzere yapıldığını düşündüğümüz söz konusu yorumlar konusunda oluşacak yanlış anlaşılmaları düzeltmek için hazırlanmış geniş bir dosyayı bu sayımızda sizlere sunuyoruz.


ONLINE OKUMA

 

 
Toplam 26 Sayı
ARAŞTIRMA Sayı 16  
 

Bilgi... Bu kavram günümüzde, bundan yarım yüzyıl öncesine göre çok daha fazla şey ifade ediyor. Bilim adamları "bilgi"nin ne olduğunu tanımlamak için teoriler geliştiriyorlar. Sosyal bilimciler "bilgi toplumu"ndan söz ediyorlar. Bilgi, giderek insanlığın en önemli kavramlarından biri haline geliyor. Bilgi kavramını bu denli önemli hale getiren en önemli bilimsel bulgu ise, evrenin ve yaşamın kökeninde bilgi olduğunun tespit edilmesi. Tüm evreni "madde ve enerji"den ibaret sayan 19. yüzyıl materyalist felsefesinin yerine, bilim adamları artık evrenin "madde, enerji ve bilgi"den oluştuğunu söylüyorlar. Peki bu ne anlama geliyor? Derginin Şubat sayısında işte bu önemli sorunun cevabı veriliyor. Ayrıca ’Risale-i Nur Külliyatı’nda Hz. Mehdi’nin 3 Büyük Vazifesi’ başlıklı yazıyı merakla okuyacağınızı ümit ediyoruz. Bu yazıda, Bediüzzaman Hazretlerinin dilinden, İslam Dünyası’nın aydınlık geleceğini ve ahir zamanda müminlere önderlik edecek olan Hz. Mehdi’nin yapacağı çalışmalar hakkında ayrıntılı bilgiler bulacaksınız. Şu günlerde bir kez daha dünya ve Türkiye gündemine gelen Kıbrıs sorunu bu sayıda yer alan dosyalar arasında.


ONLINE OKUMA

Acrobat (pdf), MS Word (rtf)


ARAŞTIRMA Sayı 15  
 

Çağımızın Hastalığına Kuran?dan Çözümler İnsanlar arasında çok yaygın olarak görülen ve "çağın hastalığı" olarak adlandırılan "stres" psikolojik kökenli bir rahatsızlıktır. Korku, güvensizlik, umutsuzluk, aşırı heyecan, işten çıkarılma korkusu, sağlığını veya yakınlarından birini kaybetme kaygısı gibi duyguların bedende oluşturduğu genel bir gerilim durumudur. Stresin insana zararları bunlardan ibaret değildir. Kalp rahatsızlıklarından bağışıklık sisteminin güçsüzleşmesine kadar birçok tehlikeli hastalığın kökeninde stresin yattığı artık bilinmektedir. Uzmanlar stresin insan bedeninde oluşturduğu tahribatı 30 başlık altında toplamaktadırlar. Din ahlakından uzak ve onun nimetlerinden habersiz yaşayan insanlar, daima "stres" dediğimiz bu azaba katlanmaya mahkumdurlar. Düşüncelerini, hayata ve olaylara karşı olan bakış açılarını değiştirmedikleri sürece de bundan kurtulmaları mümkün değildir. Elbette insanlar din ahlakını, hastalıklara yakalanmamak için yaşamazlar. Ama insanların karşılaştıkları olaylarda Allah’a tevekkül etmeleri, O’nun emrettiği din ahlakını yaşamalarının bir sonucu olarak ruhen ve bedenen sağlıklı bir hal ortaya çıkar. Yani müminlerin sağlıklı insanlar olmaları, güçlü bir imana, manevi yönden kuvvetli insanlar olmalarına bağlı olarak oluşan bir durumdur. Ocak sayımızın kapak konusunu 21. yüzyıl insanının ruhsal ve bedensel sağlığını tehdit eden stresten çıkış yollarına ayırdık. Bu yazıyı çevrenizde psikolojik hatta fiziksel sorunları bulunan tüm yakınlarınıza okutmanızı tavsiye ediyoruz.


ONLINE OKUMA

Acrobat (pdf)


ARAŞTIRMA Sayı 14  
 

Kötülüğü örgütleyen, insanları inkara ve dejenerasyona yönlendiren, yeryüzünde karışıklık ve anarşi çıkaran, huzuru ve güvenliği bozan klan tipi bir örgütlenme ve birlikler tarih boyunca var olmuştur ve kıyamete kadar da var olacaktır. Bu sayımızda kapak konusu olarak “Yeryüzünde Kötülüğü Örgütleyenler” konusunu seçmemizin amacı, günümüzde dünya üzerindeki ahlaki dejenerasyonu organize eden ve adeta bir ağ gibi tüm ülkelerde uzantıları bulunan bir sosyal yapının arka planını ortaya koymaktır. Bu yapı kendisini son derece modern gibi gösterse de, gerçekte tarihteki totemist klanlara benzer bir yapılanma göstermektedir. Dünya üzerindeki uyuşturucu trafiğini yöneten, fuhuş şebekelerini kontrol eden, ahlaksızlığın reklamını yapan bu kara klan her türlü kirli işin, pisliğin, sapkınlığın arkasında yer almaktadır. Düşüncelerinize farklı bir ufuk açacak bir konuda “Hücre İçi İstihbarat Birimleri” başlığıyla yer alıyor. Hücre içinde gerçekleşen bilgi transferi dünyanın en iyi istihbarat servislerinden bile daha hızlı ve daha verimli çalışmaktadır. Teknolojik açıdan hiçbir şekilde taklit edilemeyen bu sistemin en önemli özelliği dokusal organizmalardan oluşmasıdır.


ONLINE OKUMA

Acrobat (pdf)


ARAŞTIRMA Sayı 13

 
 
  Copyright ©2008-2009 WwW.İsMaiLGezeN05.Tr.Gg 48837 ziyaretçi  
 

LinkBankasi.NetPageRankDinler 50 Toplist - Siteni Ekle Ziyaretcin ArtsinTurk Siteler 100 - Site Ekle - Link Ekle - ToplistSiteni Ekle

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol